İçeriğe geç

Kişinin hayatında aldığı her türlü roleye ne denir ?

Kişinin Hayatında Aldığı Her Türlü Role Ne Denir?

Herkesin hayatında aldığı roller var. Çoğu zaman bu roller o kadar iç içe geçer ki, hangisinin ne zaman başladığını ve bittiğini bile anlayamayız. Kimi zaman bir çalışan, kimi zaman bir arkadaş, bazen bir sevgili, bazen de bir çocuk oluruz. Peki, tüm bu rolleri bir araya getirdiğimizde onlara ne denir? Hayatımızda aldığımız her rolün adı var mı? Yoksa bunlar sadece yaşadıkça şekillenen, bazen biz bile tanımlamakta zorlandığımız kimlikler mi?

Roller: Geçmişten Günümüze Bir Evrim

Rolleri anlamak için biraz geçmişe gitmek lazım. Bir zamanlar, hayat daha basitti. İnsanlar köylerinde sabah işe gider, akşam eve döner, roller daha netti. Evli bir adam, baba olarak tanımlanırken, genç bir kızsa evlenene kadar kız olarak tanımlanıyordu. Öylesine sabit ve kesindi ki, her insanın yaptığı şeyler bir roller zincirine oturuyordu. Yani o zamanlar, toplumsal yapı da bizi çok net bir şekilde sınıflandırıyordu. “Sen erkeksin, sen kadınsın, sen çalışansın, sen ev hanımısın” gibi tanımlar oldukça netti.

Ancak zaman geçtikçe, bu roller daha da çeşitlendi. Bugün İstanbul’da, ya da başka bir şehirde, aynı anda bir iş insanı, bir arkadaş, bir evlat, hatta bazen sadece bir “kendi” olma arayışındayız. Peki, tüm bu kimlikler arasında gidip gelirken, biz gerçekten kimiz? Yani bu rollerin bize tanımladığı kişi kim? Hangi rol, bizi en iyi tanımlar?

Bugünün Hayatında Aldığımız Roller

Günümüzde roller, hızla değişiyor. Sabah ofise gidip öğleden sonra iş arkadaşlarımızla bir toplantı yaparken, akşam evde ailemizle vakit geçirirken aldığımız roller arasında ciddi farklar olabilir. Kimi zaman patronumuz, kimi zaman arkadaşımız, kimi zaman da yalnızca bir birey olarak kalıyoruz. Örneğin ben, gündüzleri ofiste bir çalışan, akşamları ise blog yazarıyım. Hatta bazen sadece arkadaşlarımla vakit geçirmek, film izlemek ya da kafede bir kahve içmek gibi tamamen farklı roller de üstleniyorum.

Bu rollerin hepsi, bir şekilde beni ben yapan parçalardan oluşuyor. Ancak bazen kendimi kaybolmuş hissediyorum. Özellikle yoğun iş günlerinden sonra, bir an durup “Kimim ben?” diye düşündüğüm oluyor. O zaman fark ediyorum ki, tüm bu roller birbirine o kadar karışmış ki, aslında hangisinde en çok kendimi bulduğum bir türlü netleşmiyor. Hani bazen “kendi kimliğini bulma” meselesi vardır ya, işte o durumu yaşıyorum. Belki de bu kadar çok rol almak, insanın en sonunda gerçek kimliğini kaybetmesine neden oluyordur.

Roller ve Toplumsal Baskılar

Birçok insanın hayatındaki roller, toplumsal baskılarla şekillenir. Örneğin, İstanbul’da bir ofiste çalışırken, bir kadın çalışan olarak beklenen davranışlar ve roller var. Hangi konuya daha fazla ilgi göstermelisin? Nasıl giyinmelisin? Ne zaman sessiz kalmalı, ne zaman sesini yükseltmelisin? Toplumun bizden beklediği şeyler, aslında bizim kim olduğumuzu tanımlayan “rolleri” oluşturuyor. Kadınlar için genellikle ev işleri, çocuk bakımı gibi sorumluluklar ön planda tutularak “anne” ya da “evlat” rolü fazlasıyla vurgulanıyor. Bu rolleri kabul etmek zorunda kalırken, bazen insan gerçekten sadece kendisi olma isteğiyle çatışıyor.

Mesela, ofiste çalışan bir arkadaşım var, sürekli olarak “acaba kadın çalışan olarak bir rolüm var mı?” diye sorguluyor. Çünkü erkekler daha rahat karar alabiliyor, daha az sorgulanıyorlar. Oysa o da yetenekli ve güçlü bir insan. Fakat toplumda rolün “erkek” ya da “kadın” olması, iş yaşamını ve toplumsal varlıklarını ne kadar etkiliyor, biz fark edemiyoruz.

Gelecekte Roller: Ne Olacak?

Peki ya gelecekte? Teknolojinin ve değişen toplumsal normların etkisiyle rollerimiz nasıl değişecek? Bugün, iş hayatındaki rollerin bile sürekli evrim geçirdiğini görmek zor değil. Belki birkaç yıl sonra işyerlerinde kadın ve erkek rollerinin ne kadar değişebileceğini, dijitalleşmenin toplumsal kimlikler üzerindeki etkisini tartışıyor olacağız. Örneğin, ofiste yalnızca kadın olmak ya da yalnızca erkek olmakla kalmayıp, dijital bir platformda kimliklerimizin farklılaşmasıyla başka roller de benimseyeceğiz.

Ayrıca, tüm bu rollerin sıklıkla değişmesi ve bazen birden fazla rolü aynı anda üstlenmek zorunda kalmamız, bir noktada “kimlik karmaşası”na yol açabilir. Mesela ben bir gün işte çalışırken, akşam blog yazarken, ertesi gün arkadaşlarımla gezdiğimde hangi kimliğimi daha çok hissedeceğim? Bu sorunun yanıtı kesin değil. Ama şunu biliyorum ki, bu rollerin iç içe geçmesiyle daha esnek ve değişken bir kimlik oluşturuyorum. Bu, belki de toplumun beklentilerine göre değil, yalnızca kendi içsel isteğim doğrultusunda şekillenen bir kimlik.

Sonuçta, Kişinin Aldığı Rollerin Önemi

Kişinin hayatında aldığı her türlü role ne denir? Aslında hepsine “kimlik” diyebiliriz. Ancak kimlik dediğimiz şey, sabit değil; sürekli değişen, gelişen bir süreç. Bir gün bir rolün baskın olduğu bir durumda, ertesi gün başka bir rol öne çıkabilir. Bu, bazen bize karmaşık gelir ama aslında hayatın doğasında olan bir şey. Hayat, sürekli olarak aldığımız ve değiştirdiğimiz rollerle şekilleniyor. Bunu kabul etmek, her gün kendimizi yeniden tanımlamak ve bu tanımlamalarla barışmak ise, yaşamın en büyük zenginliğidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort bonus veren siteler
Sitemap
vdcasino güncel giriş